Tractatus Logico-Philosophicus, Ludwig Wittgenstein'ın hayatı boyunca yayımladığı tek eseridir. Gerçeklik ve dil arasındaki ilişkileri tanımlamak ve bilimin sınırlarını betimlemek amacıyla yazılmıştır.1 Wittgenstein kitabın notlarını I. Dünya Savaşı'nda askerlik yaparken hazırlamıştır. Ağustos 1918'de, İtalya'da savaş esiriyken tamamlamıştır.2 Kitap 1921'de yayımlanmış, önsözü Bertrand Russell tarafından yazılmıştır. Daha sonra 1929 yılında Wittgenstein bu eseri Cambridge Üniversitesi'nden doktora derecesi almak için kullanacaktır. Wittgenstein, felsefi hayatının ikinci döneminde bu eseri basit bularak dil oyunlarını temel alan Felsefi Soruşturmalar adlı eseriyle uğraşacaktır. Tractatus'un Wittgenstein'in dünya, gerçeklik, bilim, etik, mantık, din, mistisizm, felsefe, dil ve düşünce alanında yaptığı önermeler ve bu önermeleri açıklamak için kullandığı alt-önermelerden oluşan bir yapısı vardır. G. E. Moore, kitabın adının Baruch Spinoza'nın Tractatus Theologico-Politicus adlı eserine atıfta bulunduğunu söyler.3
Eser önermelerin doğruluk koşullarını ve anlam-doğruluk ilişkisini sorgulamaktadır. Bu eserde Wittgenstein'a göre dil: fikirleri, dinleri, bilimleri ve metafiziği içinde barındırır. Metafizik ve akıl dışı unsurları dışarıda bırakacak, belirsizliklerden arınmış bir dil inşa etmek gerektiğini söyler.4 Bu dil, dünyayı yansıtan bir resimden farksız olmalıdır. İnsan, dil tarafından sınırlandırılır. Dilin sınırları aynı zamanda dünyanın sınırlarıdır. Dilin sınırları geçildiğinde metafizik alanına girilir. Tractatus’ta ideal bir fizik dili kurmanın olanağı tartışılır. Yazar bütün dillerin ortak özünü tasvir eder ve gerçekliği dil yoluyla ortaya koyabilmeyi tartışır. Bunun için mantık dili oluşturmanın imkanını soruşturur.5
Eser Wittgenstein'in Gottlob Frege ve Bertrand Russell'ın felsefeleriyle etkileşim içindeki, oldukça sıkı mantık bağlantılarıyla kurulu dil felsefesinin bir özetidir. Kitabın anlaşılması kendi deyimiyle "bu konular üzerinde düşünenlerce" mümkündür. Genel olarak dilin bir görünümünü serimlemek ve mantıksal yapıyı anlamak amacındadır.6 Yayımlandıktan sonra birçok felsefe çevresinin ilgisini çekmiştir. Özellikle Viyana Çevresi'nden Rudolf Carnap ve Moritz Schlick kitap ve Wittgenstein ile bağlantı içerisindeydiler.7 Rudolf Carnap ise Wittgenstein tarafından fikirlerini intihal etmekle suçlanmıştır. Daha sonra Wittgenstein Viyana Çevresi'ne ilgisini bırakacaktır.8 Kitap hakkında Macar yönetmen Peter Forgacs'ın bir adet filmi bulunmaktadır. Ayrıca Derek Jarman'ın Wittgenstein adlı filmi de kitaptan fikirleri içerir.
Nesne yalındır.
İmge bir olgudur.
Dünya olgulara bölünür.
İmgenin sunduğu anlamıdır.
Biçim yapının olanağıdır.
Dünya durum olan her şeydir.
Toplam edimsellik dünyadır.
Bir apriori gerçek imge yoktur.
Dünya olguların toplamıdır, şeylerin değil. İşlerin durumları birbirlerinden bağımsızdır.
Uzay, zaman ve renk nesnelerin biçimleridir.
İmgenin öğeleri imgede nesnelerin yerini alır.
Uzaysal nesne sonsuz uzayda yatıyor olmalıdır.
Nesneler imgede imgenin öğelerine karşılık düşer.
Töz durum olandan bağımsız olarak kalıcı olandır.
İmgesel biçimi imgeyi temsil edemez; onu gösterir.
İmge biçimini taşıdığı her edimselliği temsil edebilir
Ama imge kendini sunma biçiminin dışında sunamaz.
İmge mantıksal bir uzaydaki olanaklı bir durumu sunar.
Olgunun yapısı işlerin durumlarının yapılarından oluşur.
Olgu imge olabilmek için imgelenenle ortaklaşa bir şey taşımalıdır.
Nesne değişmez, kalıcı olandır; betileniş değişen, kalıcı olmayandır.
Nesneler dünyanın tözünü oluştururlar. Buna göre bileşik olamazlar.
Yalnızca imgeden onun gerçek mi yoksa yanlış mı olduğu bilinemez.
Tüm nesneler verili olsa, bununla işlerin olanaklı tüm durumları da verilmiş olur.
Eğer nesneyi biliyorsam, işlerin durumunda bulunmasının tüm olanaklarını da bilirim.
İmgede ve imgelenende bir şey özdeş olmalıdır ki bütününde biri ötekinin bir imgesi olabilsin.
Bir nesneyi bilebilmek için, hiç kuşkusuz dışsal değil ama tüm içsel özelliklerini bilmeliyim.
İmge mantıksal uzaydaki olgu durumlarını, işlerin durumlarının kalıcı olmasını ve olmamasını temsil eder.
İmge nesnesini dışarıdan sunar (duruş noktası sunma biçimidir), bu yüzden imge nesnesini doğru ya da yanlış olarak sunar.
Mantıkta hiçbir şey olumsal değildir: Şey işlerin durumunda bulunabilirse, işlerin durumunun olanağı şeyde önceden yargılanmış olmalıdır.
Her şey bir bakıma işlerin olanaklı durumlarının bir uzayındadır. Bu uzayı boş düşünebilirim, ama şeyi uzay olmaksızın değil.
Karmaşıklar üzerine her bildirim onların bileşenleri üzerine bir bildirime ve karmaşıkları tam olarak betimleyen tümcelere ayrışır.
Dünyanın hiçbir tözü olmasaydı, o zaman bir tümcenin anlamının olup olmadığı bir başka tümcenin doğru olup olmadığına bağımlı olurdu.
Orijinal kaynak: tractatus logico-philosophicus. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ludwig Wittgenstein, Tractatus Logico Philosophicus, 4.113 ↩
Ray Monk, Wittgenstein Dahinin Görevi, s. 158 ↩
Nils-Eric Sahlin, The Philosophy of F. P. Ramsey (1990), s. 227. ↩
proje.akdeniz.edu.tr/sorgu/fon/baslik/ozet/2004.02.0107.004.doc ↩
http://www.academia.edu/488729/Olgularin_Diliyle_Konusmak_Tractatus_Uzerine_Bir_Deneme ↩
Ray Monk, Wittgenstein Dahinin Görevi ↩
Hintikka 2000, p. 55 cites Wittgenstein's accusation of Carnap upon receiving a 1932 preprint from Carnap.ISBN 0-534-57594-3 ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page